İl Milli Eğitim Müdürlüğü neden açıklama yapma gereği duymuştur?

(Ruha Haber Ajansı/RHA) – Birkaç gündür gündemi yoğun şekilde meşgul eden Kapanma Partisi ile ilgili Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Coşkun bir açıklama yaptı.

Coşkun yaptığı açıklamada, “Özellikle ilimizde hemşerilerimizin İmam Hatip Okullarına her kademede nasıl ilgi gösterdiği, bu okullardan mezun olan genç beyinlerin Fen Liselerindeki gençlerimizle ile yarışırken gösterdikleri başarılar, öğrencisine küçücük bir müdahale karşısında bile hakkını en üst düzeyde arayan veli profili ortada iken hepimizin çok yakından tanıdığı birilerinin mal bulmuş mağribi gibi bu öğretmenimize saldırmalarını anlıyoruz” dedi.

İşte İbrahim Coşkun’un yaptığı açıklamadan satır başları:

 “28 ŞUBAT TÜRKİYE’NİN DARBELER TARİHİNDE, ASKERİLEŞME ÖYKÜSÜNDE UNUTULMAMASI GEREKEN KRİTİK BİR SAYFADIR”

İlimiz Bozova ilçesi Hacılar İmam Hatip Orta Okulunda Cuma günü yaşanan, sosyal medyada ve ulusal basında uzun süre gündemi meşgul eden, kimi çevrelerce “Kapanma Partisi” olarak nitelendirilen etkinlik görüntülerine tüm kamuoyunun bildiği üzere Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açılmıştır. Öncelikle Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak her zaman gerek saygıdeğer eğitimcileri ve gerekse başarılı öğrencileri ile Hacılar İmam Hatip Orta Okulu’nun yanında olduğumuzu belirtmek isteriz. Her koşulda haklı olan eğitimcinin yanında durmayı kendine görev olarak bilmiş sendikamız, hiçbir art niyet taşımayan bu etkinlikle karalanmaya çalışılan saygın okulumuz ve canla başla çalışan öğretmenimizin yanında durmaya devam edecektir. 28 Şubat Türkiye’nin darbeler tarihinde, askerileşme öyküsünde unutulmaması gereken kritik bir sayfadır. Medya vasıtasıyla toplumsal meşruiyet elbisesi giydirilerek dayatılan bu zihniyet, demokratik düzende derin yaralar açmıştır. 28 Şubat darbe zihniyetiyle yok edilmeye çalışılan İmam Hatip Liseleri, yeni bir algı ile tekrar yıpratılmak istenmektedir. İmam Hatip Okulları sendikamızın teklifi üzerine Eğitim Şurası’nda kabul gören ve Ak Parti hükümetinin özverili çalışması ile yasalaşan 4+4+4 kesintili eğitim ile yıllardan beri maruz kaldığı zulümden nispeten kurtulmuştur.

“BİZ ASILIZ BU ÜLKEDE, DOLAYISIYLA BİZİM DEDİĞİMİZ GEÇERLİDİR”

Özellikle ilimizde hemşerilerimizin İmam Hatip Okullarına her kademede nasıl ilgi gösterdiği, bu okullardan mezun olan genç beyinlerin Fen Liselerindeki gençlerimizle ile yarışırken gösterdikleri başarılar, öğrencisine küçücük bir müdahale karşısında bile hakkını en üst düzeyde arayan veli profili ortada iken hepimizin çok yakından tanıdığı birilerinin mal bulmuş mağribi gibi bu öğretmenimize saldırmalarını anlıyoruz. Onlar bu okullardan mezun olan gençlerin ileride devlet yönetimine gelme ihtimalinden rahatsızlar, onlar başörtülü avukat-hakim görmekten rahatsızlar, onlar “Biz asılız bu ülkede, dolayısıyla bizim dediğimiz geçerlidir” diyenlerin yol takipçileri. Onları biz yakından tanıyoruz da, tamamen öğrencilerin masum isteklerini kırmayıp gönüllerini almak niyetinden öteye gitmeyen bir öğretmene soruşturma açan İl Milli Eğitim Müdürlüğünü tanıyamadık. Acaba bu hususta açılan soruşturma hangi gerekçelere dayandırıldı, hangi korkular hangi sudan sebeplerle birleştirilerek parmak sallayan devlet modeline geri dönüldü. Geçmişten günümüze kadar nice soruşturmalar ve incelemeler geçiren ilimizde, birçok konu İl Milli Eğitim Müdürlüğü Web sayfasında kendisine yer bulamazken, bir İmam Hatip Orta Okulunda gerçekleştirilmesi gayet doğal olan, hiçbir velinin şikayetçi olmadığı ve yapılması öğrenciler tarafından istenen bir etkinlik, “Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlatılmıştır” şeklinde Web sitesinden kamuoyuna duyurmaktadır.

 “İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KİMDEN ÇEKİNİP BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPMA GEREĞİ DUYMUŞTUR? “

Bir vekilin “ Çocuklar zorla türbana sokuluyor. Bu yaştaki çocuklara yaşam biçimi dayatmak, istismarın başka bir şeklidir” açıklamasının ardından Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün böyle bir açıklama yayınlaması kabul edilemez bir durumdur. Bazı çevrelerin bu konuyu başka yerlere çekmeye ve bundan nemalanmaya çalıştıkları açıktır. Bu noktada sorulması gereken asıl soru şudur:

İl Milli Eğitim Müdürlüğü kimden çekinip böyle bir açıklama yapma gereği duymuştur?

Alelacele hangi konunun detaylı olarak inceleneceğini, hangi kamuoyuna saygı ile duyurmaktadır?

Kimler konuyu nereye çekmek isterse istesin, Eğitim Bir-Sen olarak bizler bu bakış açısını:

Tarihsel müktesebatımızdan,

Örtünmeyi seçen genç kızlarımızın okuma haklarının ellerinden alınmasından tanıyoruz!

Biz bu ayrıştırmayı ödenen bedellerden dolayı çok iyi hatırlıyoruz!

Bu noktada da İl Milli Eğitim Müdürümüzün de acilen hafızasını tazelemesi gerektiğine inanıyoruz.

Ve Eğitim Bir-Sen olarak şunu söylüyoruz: kimsenin halkı tedirgin etmeye, zihinleri bulandırılmaya hakkı yoktur. Barış ve huzurun ilmek ilmek dokunmaya çalışıldığı şu günlerde herkesi aklıselime davet ediyoruz.

Bu soruşturma sürecini tüm boyutlarıyla takip edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.