Anasayfa / TÜM HABERLER / GÜNDEM / “Kaymakam olmuşsun fakat adam olamamışsın” hikayesi

“Kaymakam olmuşsun fakat adam olamamışsın” hikayesi

Son zamanlarda Suruç Kaymakamı İbrahim Güneş’in yaşadığı olay, devlet temsilcilerinin vatandaşlarla iletişimindeki önemli bir noktayı gözler önüne serdi. Bu olay, yıllardır anlatılagelen bir hikayenin günümüzdeki yankılarını hatırlatır nitelikte.

Vakti zamanında bir adam, oğlundan çok çekmiştir. Oğlu, adamı canından bezdirmiş ve babası en sonunda oğluna “senden adam olmaz” demiş. Oğlu da bu söze epey içerlenmiş. Okumuş, daha sonra kaymakam olmuş.

Bir gün kaymakam, babasını çağırması için adamlarını çağırmış. “Filanca köyde filanca evde bir adam var. O adamı buraya getirin” diye de emir vermiş. Kaymakamın emriyle adamları da harekete geçmiş ve denilen yerde denilen evdeki adamı bulmuş ve kaymakamın huzuruna getirmiş. Yaşlı adam epey bir endişelendikten sonra kaymakamın huzuruna gelmiş.

Kaymakam, babasının karşısına geçmiş ve “Yaa, baba. Sen bana adam olamazsın dedin ama bak okudum Kaymakam oldum” demiş. Baba, bulunduğu konumdan hiç rahatsızlık duymadan koltuğunda oturan oğluna şöyle demiş:

“Oğlum, ben sana Kaymakam olamazsın demedim ki adam olamazsın dedim. Bak hala adam olamamışsın. Adam olsaydın babanı ayağına çağırmaz, kendin gelirdin.”

Günümüzde de benzer bir olay Suruç’ta yaşandı. Suruç Kaymakamı İbrahim Güneş, eli cebinde devlet terbiyesine yakışmayan bir şekilde babası yaşındaki bir adamla konuşması tepkilere neden oldu. Bir mülki idare amirinin bu şekilde davranmasının devlet terbiyesine uygun olmadığı belirtilirken, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı.

Özellikle devletin temsilcisi konumunda olan bir kaymakamın, vatandaşlarla iletişim kurarken gösterdiği tutumun önemli olduğu vurgulanıyor. Suruç Kaymakamı İbrahim Güneş’in eli cebinde vatandaşla konuşması, toplumda saygı ve güven duygusunu zedelediği şeklinde yorumlandı.

Bu hikaye, insan ilişkilerinde ve toplumsal sorumluluklarda ne kadar önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Bir makam sahibi olmak yetmez, o makamı layıkıyla taşıyacak “adam olmak” da gerekir. Devletin temsilcileri, vatandaşlarla olan etkileşimlerinde daima saygı, anlayış ve özeni gözetmelidirler. Unutulmamalıdır ki, makamlar gelip geçicidir, ancak insanın karakteri ve tutumu kalıcıdır.

Devlet temsilcileri, sadece yasaları uygulamakla kalmaz, aynı zamanda toplumla sağlıklı iletişim kurmalıdır. Saygı ve anlayış çerçevesinde yapılan iletişim, toplumun güvenini ve desteğini kazanmada önemli bir etkendir. Vatandaşlar, devletin temsilcilerine karşı güven duymalı ve kendilerini anlaşılmış hissetmelidir.

Bu bağlamda, Suruç Kaymakamı İbrahim Güneş’in olayı, devletin temsilcilerinin vatandaşlarla olan ilişkilerindeki önemi bir kez daha hatırlatmaktadır. Devletin hizmetkarları olan kaymakamlar ve diğer yetkililer, her zaman toplumun hizmetinde olmalı, saygı ve anlayışla vatandaşlarla iletişim kurmalıdır.

Sonuç olarak, devlet temsilcileri olarak görev yapan herkesin, toplumla sağlıklı iletişim içinde olması ve devlet terbiyesine uygun davranması gerekmektedir. Bu sayede, toplumun güveni kazanılır ve hizmetler daha etkin bir şekilde yürütülebilir.

Bu hikayeden de anlaşılacağı gibi, “adam olmak” bir unvan veya makam ile değil, içten gelen değerlerle, saygıyla ve sorumlulukla ilgilidir. Herkesin üzerine düşen görev, makamı ne olursa olsun, insanca davranmak ve topluma örnek olmaktır. Çünkü gerçek “kaymakam” olmak, sadece bir unvan değil, aynı zamanda toplum için örnek bir insan olmayı da gerektirir.

Advert

İlginizi Çekebilir

Gazze’de yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 454’e yükseldi

İsrail’in saldırılarının devam ettiği Gazze’de, yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 454’e yükseldi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

pendik escort bayan